- Çok yiyip içmek hastalıkların başıdır.
Hz. Muhammed (s.a.v.)
اَ تُمِيتُ الْقُلُوبَ بِكَثْرَتِ الطَّعَامِ وَ الشَّرَابِ ، فَاِنَّ الْقَلْبَ كَاالزَّرْعِ ، يَمُوتُ اِذَا كَثُرَ عَلَيِهِ الْمَاءُ
- Allah’ın Resulü (sav) şöyle buyurdu: Kalplerinizi çok yemek ve içmekle öldürmeyiniz. Muhakkak ki kalpler tarla gibidir. Ondaki su çok olursa ölür.
- Kıyamet günü en sevimsiziniz ise, çok uyuyan, çok yiyen ve çok içendir.
Hz. Muhammed (s.a.v.)
Gerektiğinden fazla yemek yendiğinde mide sindirim İçin daha fazla enzime gereksinim duyar, Enzim üretmek beden için çok zordur ve değerli maddeler gerektirir. Sıhhatli bir İnsanın midesi 2 0 0 -2 5 0 gr. yemeğin 1. sindirimini, gıdalara ve kişinin sindirim kuvvetine göre değişiklik göstermekle birlikte, 3-4 saat içinde rahatça gerçekleştirebilir. Bu oranda yemeği sindirebilmek için kalp zorluk çekmeden kolayca çalışacaktır. Bunun 2 katı yemek yendiğinde ise, yemeğin sindirilmesi ve fazla olanların kısmi olarak birikerek, kısmi olarak çıkartılması için, kalbin 4-6 kat daha çok emek harcaması gerekecektir. Bu iş yalnız kalbi değil, gıdaları sindirme, yedekleme ve fazla olanları bedenden uzaklaştırmakla vazifeli öteki uzuvları da zarara uğratır.
Örneğin, bir otomobil taşlı, bozuk ve dik bir yolda, düzgün yolda harcamış olduğu yakıtın 2-3 katını tüketir. Mesafe aynıdır ancak tüketilen yakıt oranı değişiktir. Sürekli zorlu çalışmaktan perişan olan bir motor gibi, insan kalbi de ölçüsüz emek harcamadan dolayı rızkını acele tüketir.Çünkü kalp atışları sayılıdır. Genç bir insan gerektiğinden fazla yemek yediğinde, bedeni güçlü olduğu İçin, sindirerek, fazla olanları dışarı atabilir. Sadece gerektiğinden fazla yemek meleke halini alır, zorlanma sürerse, bu güç tükenir, fazla olanların gittikçe daha az atılmasıyla bedende depolar oluşur.
Depolar dolduktan sonra İse pislikler kanla beraber dolaşmaya başlar. Böylelikle kan ağırlaşır, dolaşımı yavaşlar. Ağırlaşan kandaki pislikler damarlarda toplanmaya ve zaman içinde damarları tıkamaya başlar. Daralan ve tıkanan damarlardaki kan, uzuvları yeteri miktarda besleyemeyecek kadar azalır. Beslenemeyen organlar beyne “Açız!” sinyali gönderir,- beyin de bu sinyale yanıt olarak iştahı arttırır. Bu, insanı daha fazla yemeye zorlar. Yedikçe kandaki fazlalıklar ve damarlardaki tıkanıklıklar artar. Kan gittikçe koyulaşır, bundan dolayı organların açlık duygusu daha fazla artar. Bu kısır döngü sürerken İnsanlarda konsantrasyon, bellek, tefekkür, anlama ve öğrenme kabiliyeti azalmaya, hastalıklar teker teker kendini göstermeye başlar.
“Düşünce uyur, hikmet ölür, organlar durur, İnsanî sıfatlar aheste aheste kaybolur.” Böylelikle, ‘Yem ek onlar için bir ceza olacaktır” hikmeti zuhur eder.
Bazı adem oğulları fazla yemenin karşılığını aşın şişmanlıkla ve bununla beraber getirmiş olduğu hastalıklarla öderler. Bazıları da vardır ki, ne kadar yerse yesin, hep zayıf bırakılırlar. Bunlar kendi hallerinin şişmanlardan daha İyi bulunduğunu sanırlar. Bir çok süre onların hâli şişmanlardan daha tehlikeli olabilir. Çünkü fazla olanlardan oluşan pislikler, ilaçlar, toksinler ve katkı maddeleri şişmanların bedenindeki yağlarda biriktiği için, organların harap olması kısmi olarak de olsa önlenebilir. Sadece zayıfların, kan aracılığıyla tüm bedenlerini dolaşan toksinler, ateş, öksürük, terleme, nezle, kusma, ishal, sivilce, çıban gibi yollarla dışarı atılırken bu ağır eylemler hem uzuvlarını zarara uğratır hem de eklemlerde, kaslarda ve organlarda birikerek, buralarda ağrıya, enfeksiyona, kistlere ve genetik değişimlere (mutasyonlara) neden olur, Bu tip İnsanlar genel anlamda sık hastalanan, sıkıntılı ve öfkeli insanlardır, Araf suresi 31. Ayet’te: “Yiyin-için, ancak israf etmeyin, çünkü Allah israf edenleri sevmez”, buyurulmuştur. Sadece Allah’tan korkmayı ve ar etmeyi unutan insanları artık bu ayet de etkilememektedir.
Peygamberimiz (s.a.v.); “Sizin Allah’a en sempatik olanınız, yemesi en az ve bedenen en hafifçe olanınızdır.” ve ” pisboğaz ve göbeği büyük olan Cennete giremez, “buyurmuştur.
Bu hadis-i şerifler bilhassa günümüz insanının sıhhati için büyük ehemmiyet taşımaktadır. Bedenimizdeki sistemler sadece organik yiyecekleri kaldırabilir ve organik gıdaları hazmetmekte nerede ise asla sorun yaşamaz. Ancak sindirim sistemimiz ve immun sistemimiz, genetiği değiştirilmiş, mutasyona uğratılmış, gen teknolojisi ve nanoteknolojiyie üretilmiş ürünlerin belli bir miktarından fazlasına dayanamaz. Bu ürünlerden kaçınmak neredeyse olanaksız hale geldiğinden sıhhatli kalmak için az yemek günümüz zamanında daha büyük bir zarurettir.- Çok yiyip içmek hastalıkların başıdır.